Son 900 yılın en kötü kuraklığı!
NASA araştırmacıları, Türkiye, İsrail, Ürdün, Lübnan, Filistin, Kıbrıs ve Suriye’yi kapsayan Doğu Akdeniz bölgesinde 1998 yılında başlayan kuraklığın, muhtemelen son 9 asrın en kötü kuraklığı olduğunu bildirdi.
Doğal bir olay olan kuraklığın etkileri, iklim değişikliği ve insan faaliyetleriyle daha da şiddetli hale geliyor. İklim değişikliği 21. yüzyılın rakipsiz en önemli sorunlarından. Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz Havzası, iklim değişikliği ve dolayısıyla kuraklıktan en fazla etkilenecek bölgeler arasında yer alıyor.
İklim değişikliği gözle görülse de, kömüre yatırım devam ediyor
2011 yılında yayımlanan İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı, Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklığın gelecek yıllarda 2,5°- 4°C artacağını, artışın Ege ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde 4°C’yi, iç bölgelerinde ise 5˚C’yi bulacağını öngörüyor.
Türkiye’de iklim değişikliğinin etkilerini birebir yaşamamıza rağmen, değişikliğin büyük nedenlerinden kömürlü termik santrallere yatırım hızla devam ediyor. Türkiye’de şu anda 60 yeni kömürlü santral planı var. Kömürlü termik santraller, hem iklim değişikliğine neden oluyor, hem de yeraltı su kaynaklarına büyük zarar verirken su kaynaklarının azalmasına ve kirlenmesine sebep oluyor. Bunun yanı sıra, güneş ve rüzgar gibi temiz enerjilere yönelmek yerine daha fazla HES yapılarak nehirler baskı altına alınıyor. Oysa iklim değişikliği HES’lerin üretimdeki payının düşmesine neden olacağından, bu açık daha yüksek maliyetli doğal gaz ve kirli kömür santralleri ile ikame edilecek. Bu kısır döngüden kurtulmak için önce fosil yakıtlara bağımlılığımızdan kurtulup iklimi dengelemeli ve teknolojiyi daha fazla su tüketmek üzere değil, suyu az kullanma teknolojilerini geliştirmek üzere kurgulamalıyız. Yatırım planlamaları yapılırken yatırımların uzun vadeli çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri göz önünde bulundurulmalı ve havza ölçeğinde planlanmalı.
Kömürlü termik santrallerin su kullanımı
TÜİK tarafından açıklanan verilere göre 2012 yılında termik santraller tarafından 6,4 milyar metreküp su çekildi. Bu miktar, Türkiye'de yıllık insan kullanımı için uygun olan su miktarının yaklaşık %6'sınakarşılık geliyor. Yerli linyit ile yapılması planlanan diğer santraller de faaliyete geçerse bu rakamın katlanması bekleniyor. TEMA'nın 2013 yılında yayınladığı uzman raporunda da belirtildiği gibi sırf Konya Karapınar Havzasındaki yapılması planlanan 5870 MWe santralin yılda 2.585.952.000 m3 su kullanacağı tahmin ediliyor.
huuoopp
YanıtlaSil