24 Kasım 2016 Perşembe

AMASRA'DA KÖMÜRLÜ TERMİK SANRTAL



Amasra, tarihi ve doğal güzellikleriyle tüm dünyanın ve ülkemizin güzide mekanlarından birisi. Her yıl yüz binlerce kişi bölgeyi görmek ve doğayı yeniden keşfetmek için 3500 yıllık geçmişiyle UNESCO Kültür Mirası adayı olan Amasra’ya gidiyor.
sevgilisi kim - kimle sevgili - kimin sevgilisi - Sitemap
2010 yılında faaliyette olan 19 kömürlü termik santral, 7900 kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Maalesef bu sayı her geçen yıl artmaya devam ediyor. Şu an Türkiye’de Amasra dahil 71’e yakın santral planı var. Bu daha da fazla zehir havaya karışacak demek.
Ülkemizde temiz enerji dönüşümünü başlatmak için kömürlü termik santral devrini hep beraber kapatmalıyız.
ÇED olumlu kararını iptal ettirmek için 2000'den fazla kişiyle en büyük davacıya sahip çevre davasını açan Amasralılara destek vermek için kampanyayı imzala.

16 Kasım 2016 Çarşamba

İklim Değişikliğiyle Mücadele ve İş Dünyası



İşletmeler, tedarik zincirleri ve üretim süreçleri başta olmak üzere her aşamada enerji ve diğer doğal kaynaklara olan taleplerini, dolayısıyla ekolojik ayak izlerinin her bir bileşenini sürdürülebilirlik ilkesinin ortaya koyduğu sınırlar çerçevesinde gerçekleştirebilirler. 

İklim değişikliğiyle mücadelede de iş dünyasına önemli rol düşüyor. Bunun ilk adımı işletmelerin karbon ayak izlerini, yani sera gazı emisyonlarını ölçmeleri ve kayıt altına almalarıdır. Sonraki adım ise, karbon ayak izini azaltacak önlemleri (enerji verimliliği önlemleri, yenilenebilir enerji üretilmesi ya da satın alınması) tespit etmek, bu konuda gerekli yatırımları en efektif biçimde yerine getirmektir. 

WWF, küresel ölçekte yürüttüğü Climate Savers (İklim Kurtarıcıları) Programı ile iklim değişikliğiyle mücadele konusunda öncülüğü üstlenip üzerlerine düşeni yapan şirketleri destekliyor. Bu programa katılan şirketler toplam CO2 emisyonlarını 50 milyon ton seviyesinde azaltma başarısı gösterdiler. 

WWF-Türkiye de, karbon ayak izini ölçüp, sera gazı emisyonlarını azaltmak için harekete geçmek isteyen şirketlere destek veriyor.

Karbon ayak izini düşürmek isteyen şirketler için birkaç öneri:

1. Enerji verimliliği önlemleri ve yatırımları
2. Enerji ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından temin etmekten ya da kendi yenilenebilir enerjini üretmek
3. Karbon offset (sıfırlama) sertifikaları.

Karbon emisyonunu tespit edip bunu azaltmak isteyen işletmelerin yararlanabileceği, WWF tarafından desteklenen bir takım uluslararası programlar vardır: Gold standard, Gold Power, WindMade.

KAYNAK

İKLİM İLE MÜCADELE



Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin geçtiğimiz yıl Paris’te gerçekleşen 21. Taraflar Toplantısı (COP21) yıllardır beklenen iklim anlaşmasının imzalanmasına sahne oldu. Paris’te bu anlaşmanın imzalanması o kadar büyük bir adımdı ki Marakeş’teki COP22’nin pek de hareketli geçmesi beklenmiyordu.
Ancak Marekeş öncesi yaşanan gelişmeler, beklentileri tersine çevirdi. Paris'te, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu, 192 ülke tarafından imzalanan Paris Anlaşması'nın yürürlüğe girmesi için küresel sera gazı salımlarının toplamda en az yüzde 55'inden sorumlu 55 ülkenin anlaşmayı onaylaması gerekiyordu. Bu süreç beklenmedik bir hızla ilerledi; Marakeş’teki 22. Taraflar Toplantısı öncesinde Paris Anlaşması yürürlüğe girdi. Böyle olunca Marakeş'teki Taraflar Toplantısı da bir anda Paris Anlaşması'na taraf ülkelerin ilk toplantısı (CMA1) haline geldi. Marakeş’teki toplantının ilk haftasının sonuna yaklaşırken, anlaşmayı onaylayan ülkelerin sayısı da hızla artmaya devam etti ve ediyor. Aralarında Çin, ABD, Avrupa Birliği ve hatta Suudi Arabistan gibi ülkelerin bulunduğu taraf ülkelere bu hafta önce Japonya (8 Kasım) sonra  Avustralya (10 Kasım) katıldı. Türkiye ise dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında (G20), anlaşmayı onaylamayan sadece 4 ülkeden biri.
Bilimsel çalışmalar, Paris Anlaşması'nın yürürlüğe girmesindeki bu rekor hızın, verilen iklim mücadelesinde de aynı ivediliği beraberinde getirmesi gerektiğini vurguluyor. Paris Anlaşması, küresel ortalama sıcaklıklardaki artışın 2°C’nin altında, tercihen 1.5°C eşiğinde sınırlandırılmasını amaçlıyor. Diğer yandan hükümetlerin Paris’e gelirken hazırladıkları ‘Ulusal Katkı Niyet Beyanları’ (INDC) ise maalesef bu hedefle uyumlu değil. Anlaşma yürürlüğe girmeden bir gün önce ‘Birleşmiş Milletler Çevre Programı’ (UNEP), yayınladığı raporda (2016 Emissions Gap Report), ülkelerin ulusal katkı niyet beyanlarında (INDC) ortaya koyduğu emisyon azaltım hedefleri ile Paris Anlaşması’nın hedefleri arasındaki farkı hesapladı. Söz konusu rapor, ülkelerin mevcut hedeflerin göre hazırladığı projeksiyonda yüzyılın sonunda yaşanacak sıcaklık artışının 3.4°C olacağını ortaya koydu.
Ayrıca, yenilenebilir enerji dönüşümü önlenemez bir hızla ilerliyor. Eğer liderler, ülkelerini bu gelişmelerin dışında bırakırsa, ülkelerinin istihdam, yatırım ve teknolojik ilerleme fırsatlarını kaçırmasına neden olacak. Bu yüzden, buradaki genel kanı, Trump’nın da bu dönüşüme karşı gelemeyeceği ve bu yüzden iklim camiası, Çin’de, Hindistan’da, Afrika’da, Avrupa’da giderek hızlanan enerji devriminin önünde duramayacağından emin.
Tam da bu nedenden, Türkiye’nin de iklim değişikliği ile mücadele trenini bir an önce yakalaması ve bu mücadelenin sunduğu yan faydalardan mahrum kalmamak için bir an önce güneşe yelken açması gerekiyor. 

14 Kasım 2016 Pazartesi

Süper Ay Fotoğrafları

Yoksa siz Süper Ay'ı görmediniz mi?  Öyleyse sizler için derlediğimiz, dünyanın çeşit yerlerinden çekilmiş Süper Ay fotoğrafları :)








10 Kasım 2016 Perşembe

70 YILIN EN BÜYÜK DOLUNAY TUTULMASI


NASA, 14 Kasım’da meydana gelecek 'Süper Ay'ın, 21. yüzyılda gerçekleşecek en yakın dolunay olacağını belirtti.


NASA’dan yapılan açıklamada, “14 Kasım’da meydana gelecek dolunay sadece 2016’nın değil, aynı zamanda 21. yüzyılın da en yakın dolunayı” dendi.
Ay’ın, 25 Kasım 2034’e kadar dünyaya bu yakınlığa gelmeyeceğini ifade eden NASA’dan yapılan açıklamada, “Ay, ufka yakın olduğu süreçte ağaçların, evlerin ya da yerde duran diğer objelerin arasından gözlemlendiğinde doğal olmayan bir şekilde büyük gözükecek” ifadelerine yer verildi.




Dünya ile Ay’ın son olarak 1948 yılında birbirlerine bu kadar yaklaştıkları belirtildi.

KAYNAK

ATATÜRK VE DOĞA

YÜRÜYEN KÖŞK


Bir gün Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Yalova sahilinde bulunan bir çınar ağacının güzelliğinden etkilenerek ağacın yakınına bir köşk yapılmasını emreder.

Köşk kısa sürede yapılır… 
Ancak bir süre sonra ağacın dalları köşkün çatısının üzerine gelir. 
Bir yıl kadar sonra Atatürk ziyaret için köşke tekrar geldiğinde; köşkün yetkilileri durumu anlatarak dalları kesmek için izin isterler.
Ancak; Atatürk çınarın dallarının kesilmesine izin vermez. Köşkün yerinin değiştirilmesini emreder.
Bunun üzerine İstanbul Belediyesi’nin ekipleri çalışmalara başlar. Köşkün temeli açılır, tren raylarının üzerinde hareket ettirilerek ağacın biraz daha uzağına yerleştirilir.
Bu olay zamanın gazetelerinde belge ve fotoğraflarıyla yer almaktadır. O günden bu güne köşkün adı “Yürüyen Köşk” olarak bilinir.

KAYNAK