Bilimsel ve Tarihsel Detaylarıyla Çernobil Faciası
Çernobil Ukrayna’nın kuzeyinde, Beyaz Rusya sınırından birkaç mil
ötede ve başkent Kiev’den 100’lerce mil ötede yer alır. Aynı
büyüklükteki en yakın şehir
Doğu’ya doğru yaklaşık 60 mil olan Chernigov’dur. Burası, nükleer
santral kurulmasından sorumlu sovyet bakanlığı Gidyoproyekt 1972’de
burada bir nükleer santral kurmaya karar verene kadar tamamen bir tarım
arazisiydi. Santrale güneydoğuya doğru 6 mil ötede yer alan tarihi kasabanın adı Çernobil’i verdiler. Çernobil’in Rusça tercümesi acı veren şeydir.
SSCB’nin standartlarına göre bile, Çernobil büyük bir yatırımdı.
Öncelikle iki reaktör inşa edilmiş; bunlar 1978’de çalıştırılmaya
başlanmıştır. İki tane daha inşa edilmiş ve 1983’te çalıştırılmıştır.
Reaktörleri soğutmak için büyük bir su deposu kazıldı, işçileri ve ailelerini
barındırmak için bir atom kasabası inşa edildi. Kasabaya yerel bir
nehrin, Pripyat Nehri’nin adı verildi. 1986’da patlamanın olduğu zaman,
iki reaktör daha inşa halindeydi.; bunlar tamamlansaydı Çernobil dünyadaki en büyük nükleer enerji santrallerinden biri olacaktı.
Moskova’daki Gidyoproyekt’in bürolarındaki mavi bir noktadan başka
bir şey olmadığından yani başlangıcından bu yana, Çernobil birçok
tartışmayla gölgelenmiş durumdaydı. Tamamıyla sovyet reaktör dizaynı,
RBMK özelliği taşıyordu, Rusça’da kelimenin
tam anlamıyla “yüksek güçlü kanal-tipi reaktör”, su soğutmalı ve
grafitle hafifletilen ve Sovyetler Birliği’nin dışında bir yerde
kullanılmayan bir reaktördü. Büyük bir reaktördü ve sovyetler tarafından
sadece vatansever nedenlerle değil, nükleer bombaların üretilmesinde
önemli bir madde olan plutonyumu ürettiği için tercih ediliyordu.
VVER gibi diğer sovyet reaktörlerinin tersine, RBMK’nin dışında bir
koruma duvarı yok ve belirli olağanüstü durumlarda daha az güvenli diye
düşünülüyor. Bu nedenlerden dolayı kıdemli sovyet bilim adamlarının
Kiev’e bu kadar yakınlıkta bu tip bir reaktör inşa etme konusunda ciddi
tereddütleri vardı.Nüfus yoğunluğunun daha az olduğu ve bir kaza
olduğunda sonuçlarının o derece ciddi olmayacağı Sibirya’ya neden inşa
edilmesin diye önerdiler. Etkili olamadılar. Elektrik ihtiyacı
olmadığında bir nükleer enerji santralı kurmanın anlamı neydi?
Dışında bir koruma duvarının olmasından daha ölümcül olarak, RBMK’nin
onu tasarlayan mühendisler ve Çernobil’i günlük olarak işleten
mühendislerden en azından bazıları tarafından da bilinen çok ciddi
tasarım hataları vardı. Bir reaktör, elektrik üretimini kontrol etmek
için kontrol çubukları kullanır. Kontrol çubukları, radyoaktiviteyi
tamamen emen boron adlı bir maddeden yapılmıştır. Bütün çubuklar,
reaktörün dışında dik pozisyonda durduğunda reaktör tam güçle çalışır.
İçeri tam olarak sokulduklarında zincirleme reaksiyon durur ve reaktör
kapanır.
RBMK tipi reaktör az güçle çalıştığında dengesiz hale gelebilir ve
kapatılması gerekir. Acil bir durumda, operatörün son çaresi panik
düğmesine basmaktır. Bu, aniden kontrol çubuklarını reaktörün içine
sokar ve nükleer fizyon durur; yine de kapatıldıktan sonra hala reaktörü
soğutmak gerekir. Çernobil felaketinden önce, bir kere panik düğmesine
basıldığında, RBMK tipi bir reaktör için kontrol çubuklarının tamamen
içeride olacak şekilde indirilmesi 18 saniye sürdü. Nispeten, bu, batıda
da kullanılan VVER tipi bir reaktörde sadece iki buçuk saniye sürüyor.
Tasarımda daha ciddi bir dikkatsizlik kontrol çubuklarının uçlarının
gerçekten, boronun tam ters etkisi olan ve reaktiviteyi hızlandıran
grafitten yapılmış olmasıydı. Bir kibriti hayal edin; ucundaki fosfor
grafit ucu ve tahta ise boron mil. Reaktör, normal istikrarlı bir
durumda çalıştığında, grafit uçlarının farkı olmaz ama reaktör
istikrarlı değilse pozitif boşluk katsayısı diğer bir deyişle enerji
dalgalanması yaratabilirler. Çernobil’de yaşanan budur. Felaketten beri
eski Sovyetler Birliği’nde işletilen RBMK tipi reaktörlerin hepsi
değiştirildi. Grafit uçlar çıkarılmış ve acil durdurma şimdi 5 saniyeden
az sürede tamamlanıyor.
Güvenliği geliştirme testi
Bununla birlikte, tasarım tek problem değildi. Çernobil felaketini
hatırlayacak yaşta olanlar, o gece görev başında olan ve ölmeyen üç
kıdemli mühendisin de olaylardaki payları nedeniyle beş yıl hapis
cezasına çarptırıldıkları davaları da hatırlayabilirler. Felaketi
hızlandıran koşullara güvenliği arttırmak için yapılan bir testin kısmen
neden olması dayanılmaz bir çelişkidir.
Bir nükleer santral kapatıldığında, birkaç gün daha santrali soğuk
tutmak gerekir ve iki veya üç gün daha içinden su pompalanması gerekir.
Normalde bu işlemin yerine getirilmesi için gerekli olan elektrik
enerjisi reaktörlerin kendi enerji kaynaklarından ya da ana şebekeden
alınır. Acil bir durumda, örneğin bir savaşta, ana şebekenin ya da
enerji santralinin elektriği olmayabilir bu yüzden dizel jeneratörler,
suyu reaktörün etrafında dolaştırmak için bekleme durumundadır. Sorun,
dizel jeneratörlerin çalışmaya başlamasının 30 saniye sürmesidir.
Sovyetler, dönen bozuk bir türbinden gelen enerjiyi kullanıp bunu su
pompalarını çalıştıracak elektriğe dönüştürmeyi düşünüyorlardı. Bu
akıllıca bir bir fikirdir ama pratikte gerçekleştirmesi zordur ve bu
teoriyi test etmek için reaktörü düşük enerjide çalıştırmak gerekir.
Çernobil patladığında bu testi başarmayı deniyorlardı.
Reaktörle Rus ruleti
Her nükleer santralin Çernobil’de gerçekleşmiş olan olay gibi bir
olayın hiçbir zaman gerçekleşmemesi için bir dizi güvenlik önlemleri
vardır. Normalde, nükleer santral istikrarsız hale geldiği zaman acil
enerji azaltma sistemi kendi kendine devreye girer. Boron kontrol
çubuklarının 211’i de reaktörün içine otomatik olarak indirilir, soğutma
suyu Acil Çekirdek Soğutma Sistemi tanklarından beslenir, acil besleme
suyu pompaları devreye girer ve bekleme durumundaki dizel jeneratörler
çalışmaya başlar. Bu sistemler, MPA (maksimum tasarım-temelli kaza)
düğmesi aracılığıyla kontrol edilir. Fakat, bu düğme şaşırtıcı bir
şekilde kapanmıştı. Neden? Reaktör ünitesini çalıştıran mühendisler,
A.S. Dyatlov ve onun dalgın çalışma arkadaşları V.P Brukhov ve N. M.
Fomin “saf” bir deney yapmak istediler ve reaktörün bütün acil güvenlik
sistemlerini kapamaları için kesin izinlerini verdiler.
Çernobil’deki personel aylardır bu deneyi gerçekleştirmek istiyordu.
25 Nisan günü bunu yapmak istediler ama gün boyunca Çernobil’lde
üretilen bütün elektriğe ihtiyacı olan Kiev’deki yük taşıyıcısıonlara
engel oldu. Sıkışmıştı ve daha az deneyimli gece vardiyası çekip
çekemeyeceklerini görmeliydi.
26 Nisan 1986’da saat 12’de patlamalardan yaklaşık bir buçuk saat
önce, 4 numaralı reaktörün kontrol odasında tam bir hareket ve kaygılı
bir bekleyiş vardı. Bunlar işlerinden şiddetle gurur duyan adamlardı ve
SSCB’nin en prestijli ve modern nükleer santrallerinden birinde
çalışıyorlardı. O gece kontrol odasında yaklaşık 15 kişi vardı. Sol
tarafta, Kharkov’dan bütün yolu gelen makine mühendisleri vardı. İşleri
aşağı döner türbini gözlemekti. Ortada reaktörün çalışmasından sorumlu
teknisyenler Sasha Akimov ve Leonid Toptunov vardı. Bu iki takım
arasında dördüncü bloğun uzman mühendisi ve deneyden sorumlu adam
Anatoly Stepanovich Dyatlov vardı.
Dyatlov titiz bir adamdı ve kendi bildiği gibi yapmaya alışıktı.
Çernobil’deki işini kazanmadan önce, nükleer deniz altılarda kullanılan
tip küçük su soğutmalı reaktörlerle çalışıyordu. Deneyimi nükleer enerji
santrallerine özellikle büyük RBMK tipi reaktörlere uygun değildi.
Çernobil Gerçeği adlı kitabın yazarı ve Çernobil’in kıdemli personelini
tanıyan ve işletmesinin ilk yıllarında orada çalışan Grigori Medvedev’e
göre, Dyatlov zor bir tipti ve iyi bir yönetici değildi. Çernobil’de
büyük bir laboratuvar vardı ve Medyedev’e göre burası onun için daha
uygun bir ortam olurdu. “Dyatlov zor bir karakteri olan karmaşık bir
insandı. Katı, dikkatli bir patron görünümünde, gerçekte Dyatlov
gerçekten ne olduğuyla ilgilenmiyordu. Sözünü tutmayan inatçı bezdirici
bir adamdı.” Razim Ilgamovich Davletbaev’in Anıları, 4 No’lu reaktör
ünitesi, Türbin Ünitesi Başkan Yardımcısı Leonid Toptunov reaktörden sorumluydu. 26 yaşındaydı ve Moskova’daki
Kurçatov Nükleer Enstitüsü’nden yeni mezun olmuştu. İyi bir öğrenci
olmasına ve kendini mesleğine adamış olmasına rağmen bunun gibi karmaşık
bir deney için gerekli deneyimi yoktu.
Hemen hemen bütün kontrol çubuklarını sokarak reaktörün gücünü
düşürmeye başladı fakat bir nedenle güç deneyi yürütmeye yetmeyecek
dereceye düştü. Şimdi reaktör tehlikeli bir durumdaydı ve hemen
kapatılmalıydı. Deney daha önce bir kere iptal edilmişti, emin olalım ki
Dyatlov üstleri olan Brukanov ve Fomin’e neden tekrar ertelendiğini
anlatmak istememişti. İzin reddedildi. En makul kararı verip reaktörü
kapatmak yerine Dyatlov genç teknisyenlere bağırmaya başladı, “ Eğer
gücü yükseltmezseniz, kıt zekalılar ben kendim yapacağım!”
Toptunov bunu anlamadı, bu ona öğretilen her şeye karşıydı. “Eğer
gücü arttırırsak Anatoly Stepanovich” diye kekeledi, “enerji
dalgalanması riskine girebiliriz.” Hayatının geri kalanında hiç şüphesiz
pişman olan Toptunov için ızdırap verici bir an olmalı. Moskova’da 6
numaralı hastanede beklenmeyen ve kötü bir sonla biten bir hayat için.
“Gücü arttırırsam” diye düşünmüş olmalı “Enerji dalgalanması riskine
girerim ve reaktör tamamen kontrolden çıkar ama eğer yapmazsam
kovulurum.”
Toptunov patronuna karşı koyma gücünü kendinde bulamadı ve çaresiz
bir girişimle 18.cisi dışında bütün kontrol çubukları dışarı çekildi.
Tam sayısı hiçbir zaman bilinemeyecek, ama kime ne, çalışan bir reaktöre
yirmi sekiz çubuktan daha azının tamamen sokulmamasını açıkça belirten
doğrudan bir işletme kuralları ihlaliydi.
Toptunov’un tahminleri açıktı, saat 1.22’de 30. saniyede, reaktördeki
güç astronomik düzeye yükseldi. “Anatoly Stepanovich, enerji
dalgalanması yaşıyoruz acil durum enerji azaltma sistemini harekete
geçiriyorum!” dedi Toptunov ümitsizce kararlı bir ses tonuyla. Düğmeye
basılmıştı ve çubuklar reaktör çekirdeğine inmeye başladılar, 18 saniye
felaketi önlemeye yeter miydi?
Merkezi reaktör koridorundan şimdi yüksek patlama sesleri geliyordu.
Reaktör kontrolden çıkarken sıcak ve daha sıcak oluyordu. Reaktörün iç
ve dışındaki suyu besleyen iletim hatları ve kontrol çubuklarını
barındıran kanallar yüksek ısıdan parçalanıyordu. Çubuklar iki buçuk
metre alçaldıktan sonra aniden durdu. Akimov gözlerine inanamadı ve
yerçekimi kuvvetiyle pozisyona düşerler umuduyla, çaresiz son bir
girişimleservo motorlarına giden gücü kesti. Fakat çubukların gidecek
bir yeri yoktu, sıcaktan kanalları ezilmiş ve bükülmüştü. Bir reaktörün
parametrelerini teknisyene gösteren Selsyn göstergeleri tehditkar bir
şekilde parlıyordu, kontrol odası boyunca alarmlar çalıyordu. 20 saniye
sonra, ilk buhar patlaması gerçekleşti. Sonra saat 1:23’te 58. saniyede
reaktörün çatısını havaya uçuran bir nükleer patlama oldu.
Temizlik işçileri
Çernobil kaynaklı en kötü serpinti Beyaz Rusya,Ukrayna ve Rusya’nın
küçük bir bölgesini etkiledi. Bununla birlikte, sorunun boyutu Sovyetler
Birliği’nin her tarafından insanların temizlik işçisi olarak çağrılması
anlamına geliyordu. Yüz binlerce asker, binlerce itfaiyeci pilot ve
mühendis çağrıldı. Bazıları karşı karşıya oldukları tehlikeden
habersizdi, diğerleri, özellikle mühendisler ve bilim adamları ölümcül
bir duruma gideceklerini bilerek en küçük bir itiraz olmadan
gittiler.Çoğu,“Esli ne ya a kto?” “Ben değilsem kim?” diye sormuş
olmalı.
Bu derece bir nükleer kaza ilk defa olmuştu ve Sovyetler ortaya çıkan
problemleri yapabildikleri en iyi şekilde çözmeliydiler.Reaktörden
patlamayla çıkan yüksek radyoaktiviteli grafiti türbin koridorunun
çatısından almalıydılar. İçin için yanan reaktörün ağzına grafiti tekrar
koymak için Almanya ve Japonya’dan robotlar istediler.Robotların
elektronik düzeneği, aşırr yüksek radyoaktivite oranı yüzünden bozuldu.
Bunun yerine insan görevlendirildi. Binlerce askere, elde bulunan tek
koruma olan göğüs ve genital organlar için kurşun bir kıyafet, bir maske
ve plastik eldivenler verildi. Türbin koridorunun çatısına çıkıp
kürekle bir parça grafit alıp reaktörün içine atmak için bir dakika
veriliyordu. O dakikada bütün hayatları boyunca alabilecekleri en yüksek
radyoaktivite dozunu aldılar.
Moskova menşeli bilim adamı Grigori Medvedev, Çernobil Gerçeği adlı
kitabında, felaketten birkaç gün sonra, dehşete düşüren durumu biraz
olsun kontrol altına alma yolları denemek ve bulmak için Moskova’dan
gönderilen Özel Komisyon’un bir parçası olarak Çernobil’e geldiğini
hatırlıyor. Karşılaştığı şuydu, “Devriye gezen askerler, çoğunlukla
“burun” için gaz maskesi takıyorlardı, fakat bazıları “petal” ekipman
giyiyordu. Askerler, bazı personel araçlarının üzerinde maskelerinin önü
açık oturuyorlar ve sigara içiyorlardı. Bazıları bunun için
maskelerinin solunum aygıtlarını çıkarmıştı, bazıları da solumun
aygıtlarına içinden sigara geçirmek için delik açmışlardı. Kiev’den
Çernobil’e seyahat ederken Medyedev şunu anımsıyor: “Mikhalov sürücüyü
bir likör dükkanının önünde durması için zorladı. “Kendimizi temizlemek
için votkaya ihtiyacımız var. Bir kere hayalarınız radysyona maruz
kaldıysa, olan olur. Bundan sonra hayat yaşamaya değer mi?” V.S.
Mikhalov, SSCB’de nükleer yapılanmanın ikinci başkanıydı.
Birçok insan, Çernobil’de olanların en kötü durum senaryosu olduğunu
düşünüyordu ama durum bu değildi. Patlamadan haftalar sonra, reaktör
şiddetli bir şekilde yanıyordu. Bu sarsıcı durumu ümitsizce çözmeye
çalışan bilim adamları ve mühendisler, reaktörün beton temeller üzerinde
bir delik açar ve tutma havuzlarındaki suyla ve su döngüsüyle temas
eder diye akılları başlarından gitmişti. Bunun sonucu, Avrupa’nın
çoğunda ve Sovyetler Birliği’nin batı kesimlerinde hayatı yaşanılamaz
kılacak bir hidrojen bombası olurdu. Askeri dalgıçlar ve madenciler,
suyu dışarı pompalamak için aceleyle içeri girdiler ve sonra yanan
reaktörün altına beton döktüler. Çatının tepesine çıkan madencilerin,
dalgıçların ve askerlerin çoğu çok zaman önce öldüler, çoğu da oldukça
gençti.
Felaketten bugüne Çernobil
İngiltere’de birçok insan, Çernobil’in 2000 yılı aralık ayına kadar
hala çalışan bir santral olduğundan habersizdir. Patlamadan sonra,
Sovyet Hükümeti, Çernobil’de geri kalan üç reaktörü açmak gibi
tartışmalı bir karar aldı. Bunun akıllıca bir adım olup olmadığı
konusunda fikir ayrımı oldu. Vladimir Çernousenko ve Grigori Medvedev,
patlamadan sonra tamamen temizlik için harcanan insan ömrüne dikkat
çekiyorlar, böylece nükleer santral yeniden açılabilirdi. Diğer
reaktörleri açma fikrinin politik olduğu söyleniyor, böylece SSCB
dünyaya ve Viyana’daki Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na Çernobil’in
yeniden elektrik ürettiğini söyleyebilirlerdi. Bunun yerine, nükleer
santralden vazgeçilmeliydi.
Zhores Medyedev gibi diğer bilim adamları ya da Ukrayna’da tanıştığım
insanlar, gazeteci Mae Rubenko gibi, Çernobil’in tekrar açılıp
kapanmasından bağımsız olarak temizlenmesi gerektiğini tartışıyorlar.
Dördüncü reaktörün içeriği açıkta bırakılamayacak kadar radyoaktif
olduğu için, reaktörün kalıntıları üzerine lahiti inşa etmek
zorundaydılar. Ukrayna’nın Çernobil’in ürettiği elektriğe çok ihtiyacı
olduğunu söylüyorlar ve SSCB dağıldığındaki ve 1991’de Ukrayna Rusya’dan
ayrıldığındaki sürekli elektrik kesintilerine dikkat çekiyorlar.
Ukrayna Rusya’ya enerji için bağımlılığını azaltana ve kendi elektrik
şebekesini yeniden yapılandırana kadar Çernobil’in ışıkları yandı ve
başkent Kiev’de gizli çalışmasını sürdürdü.
Bir ve iki numaralı reaktörler türbin koridorundaki bir yangın
sonrasında 1996’da kapatıldı. Üç numaralı reaktör, yaşam süresinin
sonuna ulaşmadan batıdan gelen büyük politik baskılar sonucunda
kapatıldı. Hepsi aynı dönemde ve hatta Çernobil’den önce inşa edilen
Rusya’daki RBMK reaktörleri halen işletilmekte ve Leningrad nükleer
enerji santralindeki gibi, elektriğe yönelik artan talebi karşılamak
için yaşam süreleri uzatılacak.
Bilim adamları ve mühendisler, patlamadan sonra işletilen üç
reaktörün sökülmesini gözetlemek , en önemlisi de lahiti gözetlemek ve
reaktörün ikinci kez üzerinin kapatılması için hala Çernobil’de
çalışıyorlar. İkinci kapatma için tasarım bitmek üzere. Greenwich’teki
milenyum küresine benzer, ama yeni Wembley Stadyumu’nun üzerindeki
kemerin şeklinde, kalın çelik ve betondan yapılmış büyük bir kubbe
nükleer santralle birleştirilecek ve mevcut lahitin üzerinden
geçirilecek.
Çernobil’de çalışan bilim adamları, mevcut yapının yenisi hazır olana
kadar çökebileceğinden kaygılılar. Ukrayna hükümeti, bu büyük
mühendislik projesini kendi başına karşılayamaz, AB’den ve Dünya
Bankası’ndan para alması gerekiyor. Zhores Medvedev gibi bilim adamları
paranın geleceğine inanmıyorlar. Medyedev’e göre, mevcut yapı çökerse
bu, sadece Ukrayna ve Beyaz Rusya’yı etkileyecek ve bu yüzden AB’nin
öncelikler listesinde en üst sırada değil.
Bölge
1986 Mayıs başında, yetkililer nükleer santralin 30 km yarıçapındaki
her yeri boşalttılar ve kapattılar. Resmi sınır, özel izin olmadan
bölgede yaşamak ya da çalışmanın yasak olmasına rağmen, birçok insan
evlerine geri döndü ve yetkililer bunu görmezden geliyor. Ukrayna
hükümeti onları Kiev’in varoşlarında bir daireye yerleştirse bile,
muhtemelen taşınmayı reddedeceklerdi. Yaşamak için toprağa her zaman
bağlı oldular; nesillerdir kendi sebzelerini yetiştirip, kendi
hayvanlarını beslediler. Pratik koşullarda kendi yiyeceklerini
yetiştirmeden küçük bir devlet maaşıyla yaşayamazlardı.
Çoğu yaşlı ve gidecek başka yerleri yok. Çok azı radyoaktiviteyle
kirlenmiş bir bölgede yaşamanın ve radyoaktif yiyecek yemenin getirdiği
tehlikeleri gerçekten anlıyor ve anlayanlar da buna aldırış etmiyor.
Ukrayna’dayken, sahip oldukları tek ev, orada olduğu için bölgede
yaşayan yaşlı bir çiftin videosunu izlemiştim. Yaşlı adam ağlıyordu
çünkü çocuklarını çok özlemişti ve hemen hemen hiç gidip göremiyordu.
İngiliz yazar ve tarihçi Pierce Paul Read’in Ablaze’inden bir alıntı:
“Ormanda çilek ve mantar toplamak, domates ve salatalık turşusu kurmak,
çok eski zamanlardan beri, yaz aylarında çiftçinin yarım günüydü. Kışın
ağaç kesmek, kütükleri doğramak, günlük rutinin bir parçasıydı, fakat
şimdi kirlenmiş odunları yakan her ocak Çernobil2in dördüncü reaktörünün
küçük bir modeli haline geldi.”
Son yıllarda Çernobil turistlerin ilgisini çeken bir yer oldu.
Kiev’de şirketler, Bölge’de rehberli bir tur için 120 dolardan yukarı
bir fiyat alıyorlar. Kasım kasım kasılan ve heyecanla belgeleri kontrol
eden askeri polis, nükleer santralin 10m yarıçapına girersen tulum ve
gayger sayacı veriyor. Bu biraz gereksiz de olsa, dramatik bir etki
yaratmasına ve özel Sovyet hissiyatına katkıda bulunuyor. 28 Nisan
1986’da, palamadan iki gün sonra alel acele boşaltılmıştı. Şimdi
bahçeler yabani otlarla sarılmış ve yabani köpekler sokaklarda dolaşsa
da, Sovyetler Birliği günlerinde donuktu. İnsanların nasıl yaşadığının
çarpıcı bir örneği, hiçbir zaman gerçekleşmeyen 1 Mayıs kutlamalarını
simgeleyen kızıl pankartlar.
Çernobil’in nükleer atık deposu olmasına rağmen, eski santralde ve
bölgedeki mevcut çalışma, uzun dönem ciddi sağlık risklerini gizliyor.
Ukrayna ve Rusya’nın, kapatılan bölgeye sınır alanlarında çalışan
doktorlar, bölge nüfusunda kanser oranlarının ortalamanın çok üstünde
olduğunda hemfikirler. Kalp rahatsızlıkları ve nörolojik bozukluklar
yaygın ve çocuklar zayıf bağışıklık sistemleriyle doğuyor. Ukrayna
yetkilileri, Çernobil’i suçlamaktan kaçınsa da, insanların çoğu bundan
eminler. Çernigov’da doğum oranı 1990’lardan beri düştü. Anne babalar
çocuklarının ciddi sağlık problemleriyle doğacağından endişeliler.
Ne yazık ki, ne radyoaktif kirliliğe maruz kalmış yiyecek yemenin
uzun dönem etkilerine dair ayrıntılı bir araştırma var ne de bunu
yapacak kaynak var. Çernobil’in uzun süreli etkilerinin kesin niteliği
hakkında kimse emin olamıyor. Bu sorun, çoğu Ukrayna vatandaşının
yoksulluğuyla şiddetleniyor. Maaşlar düşük, işsizlik yüksek, alkolizm ve
uyuşturucu bağımlılığı yaygın. Bu sorunların çoğu Çernobil’e yüklenemez
ama daha zor olabilecek sorunlar için kolay bir sorumluluk referansı
sağlayabilir.
UĞUR BÖCEĞİ
Dipnot:
kazanın ekonomik boyutlarını anlamak için;
http://www.mailce.com/gelmis-gecmis-en-pahali-10-kaza.html
---------------------------------------------------------------------
Kaynak: www.uzmanportal.com
Kaynak: http://www.mailce.com/insanlik-tarihinin-aci-olaylarindan-biri-cernobil-faciasi.html