23 Mayıs 2015 Cumartesi

Devrilen Ağaçlardan Halk Kitaplığı



2008′den bu yana Almanya’nın Berlin kentinde BAUFACHFRAU adlı bir kooperatifin başlatmış olduğu “devrilen ağaçlardan halk kitaplığı yapma” kampanyası kitap severlerin ilgisini çekti.
Bu kooperatife yardım etmek isteyenler, fırtınadan veya yağmurdan devrilen ağaçların gövdelerini raf şeklinde oyup, içine takas edilecek kitaplar koyup, kaldırımlara yerleştiriyorlar. Berlin halkı da içlerinden okumak istediklerini alıp yerine kendi kitaplarından birini koyarak, takas işlemini gerçekleştiriyor.

18 Mayıs 2015 Pazartesi

Bir çocuk dünyaya bedel..


İnsanlar Konuşuyor,
Robotlar dinliyor.



not: çevirenin birkaç yerde ufak hataları var.

UĞUR BÖCEĞİ

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Babam Ormandaydı



Arjantin’de basılan "Mi Papá Estuvo en la Selva" (Babam Ormandaydı) adlı çocuk kitabı okunduktan sonra ekilebiliyor ve birkaç hafta içinde ağaç oluyor.
 El yapımı olan kitap özenle her sayfasına tek tek tohumlar yerleştirilerek hazırlanıyor. Ekilebilir kitap projesi 8-12 yaş arası çocuklara doğal kaynakların önemini anlatabilmek için hazırlandı. Kitabın dikkat çekmek istediği konuyu Greenpeace’den bir veriyle desteklemek de mümkün; İnsanlar yüzünden her 2 saniye futbol sahası büyüklüğünde bir orman arazisi yok oluyor.

Kitap ekolojik mürekkep ve asitsiz kağıt kullanılarak yapılmış. Projenin bir diğer amacı da (biraz felsefi yanı da olsa) kitapların da çocuklarla beraber büyüyebileceğini göstermek.
Kitabın yayıncısı Pequeno Editor Yayınevi web sitesindeki açıklamada ekilebilir kitap projesini; “okuduğumuz her şey zihnimizdeki kütüphanenin bir parçası. Bu yüzden okumak içimizde kök salan ve bizi değiştiren bir eylem. Bir kitabı ekme işi, insanları çevre konusunda duyarlı olmak konusunda cesaretlendiren, olan duyarlılığı ve farkındalığı artıran bir eylem.” cümleleriyle açıklıyor.

8 Mayıs 2015 Cuma

Herşeyin en gerçek özeti...

Başka nedir ki değerli olan bir yaşamda,
herşey yaşama ibret yaşamdan ibaretken?

U.E.



UĞUR BÖCEĞİ

AKKUYU'DA NÜKLEERE HAYIR!


Akkuyu'da nükleer santral inşa projesi ilerliyor!
 ''Akkuyu’da Nükleer Santrale Hayır!” diyenlerin geniş bir mücadele kongresinin, mümkün olan en kısa zamanda ve demokratik tarzda hazırlanmış bir şekilde Mersin’de toplanmasını sağlamaya çalışmalıyız. Akkuyu’da Nükleer Santrale Hayır! Akkuyu’yu Nükleere Vermeyeceğiz!''
Akkuyu, sadece Akkuyu'luların sorunu değildir.

Taner Yıldız'ın Akkuyu Nükleer Santrali Açıklaması:
Daha fazlası için
   Bir gazetecinin Mersin’deki Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından hazırlanan raporu Enerji Bakanlığı’nın mahkemeye vermediği, gizlediği yönündeki haberlerin sorulması üzerine Bakan Yıldız, “Bizim gönüllü olarak şuana kadar Türkiye’de nükleer güç santralleriyle alakalı 40 yıllık serüven ilk defa fiili duruma geçiriliyor. 3.1 milyar dolarlık şuana kadar gelen sermaye bir şekliyle artık harcamalarını yapıyor, ihalelerini yapıyor. Biz özellikle Uluslararası Atom Enerji Ajansı’ndan gönüllü olarak Türkiye’deki durumun bir tespitinin yapılmasını istedik. Kendileri 31 ülkede bu operasyonlarla alakalı tespitler yapıyorlar. Bu rapor bir denetim raporu değildir. Bizim istediğimiz bir tespit raporudur. O yüzden bunu bazı ülkeler açıklarlar, bazı ülkeler açıklamazlar. Her açıklanmayan konunun gizlilik ifade ettiğini söylemek bence kasta mahsus bir şeydir. Burada nükleer güç santrallerinin yapılmasına mani olacak, ona karşı duruşu farklı üsluplarla farklı çevreler tahrik ediyorlar” dedi.



Greenpeace’in, planlanan santralin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu’nun eksiklikleri nedeniyle Aralık ayında açtığı dava ise devam ediyor. Greenpeace, ÇED Raporu’nun iptalini ve Türkiye’nin nükleer planlarından vazgeçerek, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjilere yönelmesini talep ediyor.
  
Yapılan basın açıklamasında konuşan Greenpeace Avukatı Deniz Bayram, “Mersin Akkuyu’da kurulması planlanan santralin ÇED raporu, kısa bir süre önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanarak, nükleer projeye izin verildi. Bu Rapor, eksikliklerin yanı sıra yanlış bilgilerle dolu. Şeffaf ve katılımcı olmayan süreçler ile kabul edilen ÇED raporunda, radyoaktif atıkların nasıl yönetileceği ve boğazlardan geçişi gibi esaslı konular belirsizliğini koruyor” dedi.


Greepeace’nin ilgili ÇED raporuna dair açtığı davanın gerekçeleri ise şu şekilde:

· Akkuyu Nükleer Enerji Santrali, projenin tamamının Rusya hükümeti tarafından gerçekleştirileceği bir projedir. Nükleer bir kaza olması halinde, bu kazanın çevreye ve canlı yaşamına vereceği geri dönülemez zararların ekonomik ve sosyal sorumluluğunu kimin alacağı ise muğlaktır. Nükleer sorumluluk, Türkiye yasalarında düzenlenmediği gibi bu konularda yapılan uluslararası sözleşmeler ise yetersiz, eksik ve Türkiye’de uygulama alanı olmayan düzenlemelerdir.
 
· ÇED Raporu hazırlanırken şeffaf ve katılımcı bir süreç işletilmemiştir. İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nda ve halkın katılımı sürecinde iletilen itirazların dikkate alınıp alınmadığı bugün bile halen bilinmemektedir.
 
· Nükleer enerji santralinin radyoaktif ve tehlikeli atık statüsünde olan nükleer atıkların nasıl depolanacağı ve taşınacağına ilişkin yeterli bilgiler yer almamaktadır.
 
· Santralin kurulması planlanan alana yakın bir fay hattı bulunuyor ancak ÇED raporunda, deprem olması durumundaki kaza riskleri değerlendirilmemiştir.
 
· Proje kapsamında, kaza riskleri gereği gibi değerlendirilmemiş, kaza olması halinde tahliye planı uluslararası standartlar kapsamında değerlendirilmemiştir.



Kaynaklar:

http://www.milliyet.com.tr/bakan-yildiz-dan-akkuyu-nukleer-santrali-ankara-yerelhaber-769222/

http://akkuyudanukleerehayir.blogcu.com/akkuyu-da-nukleere-hayir/9824279

http://www.greenpeace.org/turkey/tr/news/mersinde-greenpeace-eylemi-nukleer-pahaliya-patlar-150324/